Dünden Sonra, Yarından Önce!
16:47
Gerçekten kim olduğunuzu sizden daha iyi kim bilebilir?
Sevgiliniz mi? Altın kızlar grubunuz mu? Anneniz mi?
Çekirdek aileniz mi?
Birinin sizi gerçekten tanıyabilmesi için aranızda kan bağı
mı olması gerekir? Belki de sizi en iyi, kendinizi savunma ihtiyacı duymadan hikâyenizi
anlatabildiğiniz insanlar tanıyordur…
Öyle midir?
Zaman zaman kendisine bile görünmeye tahammül edemeyen
insan, bir başkasının önünde hikayesini “olduğu gibi” anlatıp, varlığını
çırılçıplak soymaya cesaret edebilir mi? Yeryüzünde herhangi bir hikaye olduğu
gibi anlatılabilir mi ki?
Sorguluyoruz!
Herhangi bir nedenle bir başkası olmanın ya da bir önceki
halden kurtulmanın ne kadar mümkün olduğunu…
Kendimizi birine anlatmak, kaçınılmaz olarak geçmişimizi
anlatmaktır.
Tarihi olmayan biri, kendisini başkalarına tanıtmak için ne
anlatabilir? Peki ya ortada bir tarih varsa ve o tarihin bir nedenle
anlatılmaması gerekiyorsa ne yapmalı? Böyle bir tarihin baskısı altında bugünü
nasıl yaşamalı?
Bugünün kıymetini ve anlamını sizden daha iyi anlayamaz
kimse. Annenizi, babanızı, büyüdüğünüz yeri, çocukluğunuzu gizlemek zorunda
olabilirsiniz. Sizin belki de yalnızca bugününüz ve yarınınız olabilir. Düne
ait hiçbir şeyden bahsetmemeniz gerekebilir.
Hayatınızı yoluna koymak için size
verilen ikinci bir şans, yeni bir kimlikle yaşamanızı gerektirebilir.
Ne var ki kimlik değiştirmek, hayatın sıfırlanması anlamına
gelmiyor.
Kimliğimizin ve geçmişimizin yardımı olmadan, hatta onların
bize düşmanlık edebileceği bir durumda bugünle nasıl başa çıkılabileceği
sorusuna cevap arayan milyonlarca kişiden birisin belki de…
Karanlık bir öykü üzerine kurgulanmış olsa da hayatın, gerektiğinde yeniden başlamanın imkansız olmadığını bilmen gerekiyor.
Sözün kısası, hayatın sunduğu iyilikler ve kötülükler sınırsızdır.
0 yorum