Aylardır
kafes içinde sıkışıp kaldığımı hissediyorum…yada üzerine prezervatif geçirilmiş penis gibiyim…sıkıştım…hareket edemiyorum…küçücük parlak bir fikir belki de
işimi kolaylaştıracak…
Fikirlerimi
söyledikten sonra karşımdakinin fikrini sorup karşılığında
-sen
bilirsin
Cevabını
almak sanırım en son duymak istediğim şey oldu…
İşimden
istifa etmek üzereyken, tayinim çıktı…aslında bu 3ay önce istediğim bir
hareketti…ama zamanlaması kötü oldu belki de…çünkü artık işimden iyice nefret
eder, uzaktan baktığım zaman kesinlikle bu noktada durmam gerektiğine o kadar
eminken, yapamıyorum…
ne bir adım ileri nede bir adım geri gidebiliyorum…öylece
kalakaldım…
Çığlıklarımı
duyuyormusun?
-hayır
sadece geçici
-geçmiyor,sesim
kısıldı…
-geçecek
elbet herşeyde hayır vardır,
-hayırlısı
ozaman…
Bugün
bir kez daha adımlarım tökezledi…
Bir
hayat kurmaya çalışıyorum…
Yanımda
destek olacak sırtımı sıvazlayacak bir el hissetmek…
Derdim
onun derdiymiş gibi hareket edecek…
-Geçecek
elbet
-Geçmiyor,her
saniye daha da kompleks bir hal alıyor…
Dileklerim
gözümün önünden geçiyor,nerede nasıl bir hamle yapmam gerektiğini bilemiyorum…
Mesela
kutu gibi bi evim olsa…tozlu geçmişimin,anılarımın,hüzünlerimin,gelecek
günlerimin tazelendiği bir yuva…mutfak penceremden dışarı kurabiye kokuları
sızsa…
Maaşımın
yarısından fazlasını heray o eve harcasam ama huzurum olsa…
Çokmu
pembe gözlüklerle bakmış olurum?