bir şeylerden korkuyoruz. Ve hepimiz bu korkuları yenebilmek
adına çeşitli yollar buluyoruz; benimkiler duruma ve korkuma göre
değişken;çizmek,yazmak,koşmak,hayal kurmak,felaket senaryolarına inanmak belki de...
Benim çocukluğum, hatırlayabildiğim kadarıyla diğer çocuklara göre daha
karmaşık ve problematikti. Çünkü annem
ve babam şahaneydi ama normal değillerdi.
Hayatımız, başımıza gelen bir şey mi?
Yoksa, bizim “yazdığımız” bir hikaye mi?
Her şey, bir kriz sebebiydi. Okuldan eve dönüşüm bile...
Hayatla baş edemeyen iki yetişkinlerdi belki de...
Aslında bu yaşananlar, kafamı karıştıran şeyler üzerine kafa patlamayı seçtiğimi, insanlar
ve hayat üzerine yazmak istediğimi sürekli sorgulamamı anlamlandırmaya
çalışmamı açıklıyor aslında...
çekici bulduğun birini buluyorsun, aslında benzemediğin için
birbirini çekiyorsun ve sonra onu delirtiyorsun! O benim saplantılı ruhuma, ben
onun sakinliğine, sukünetine çekiliyorum. O bana, “dur artık bu kadar tutturup durma!”
diyor, ben de ona, “Sen de bu kadar sakin olma!” diyorum. Sende olmayan bir
şeye çekiliyorsun. Hem çok sevdiğin hem nefret ettiğin bir şey. İnsan olmakla
ilgili de insanı aşağılayıcı şeyler hissediyorum.
Eğer ilişkin yürüyorsa, tamamdır! Belki de Hiçbir şeyin normal olması gerekmiyor...
Eğer devam ediyorsa, normali filan boş ver!
Eğer devam ediyorsa, normali filan boş ver!
Bir şey daha,
Bir sabah uyanacağız ve biri omuzumuzu dürterek
“nefes aldığın sürece rüyadaydın“diyecek gibi geliyor,
Hayatımız, başımıza gelen bir şey mi?
Yoksa, bizim “yazdığımız” bir hikaye mi?
.Genç Kadın